2 Ocak 2013 Çarşamba

Bidâyetü'l-Hidâye(müslümanca bir hayat)- İmam Gazali



Bidayetü’l –Hidaye yani Müslümanca Bir Hayat. İmam Gazali kütüphanesi başlığı altında çıkarılan Semerkand yayıncılığa ait bir kitap.

Bidayetü’l-Hidaye’nin  hidayetin en başındaki kişiyi muhatap aldığını belirtiyor İmam Gazali hazretleri. Hakikaten de öyle. Çok soft bir kitap; müslümanca bir hayat. Belki de bir çoğumuzun bildiği şeyler anlatılmış kitapta.  Uyku adabından camiye girme adabına, namaz adabından adab-ı muaşeret kurallarına kadar bir müslümanın hayatını baz almış eser. Ancak bir ilmihal kitabı zannedilmesin Bidayetü’l Hidaye. Çünkü bir ilmihal kitabı kadar ayrıntılı ve spesifik değil zira. Çok daha yüzeysel veya başlık halinde...

Bir çırpıda okunacak, genel tekrar yapılacak, kütüphanenizde bulunarak yeni hidayet bulmuş birine armağan edilebilecek bir kitap olan Bidâyetü’l-Hidaye kitabından alıntıladıklarıma gelince; 


yalnız Allah’ın rızasını ve ahret yurdunu kazanma niyeti ile(inşallah) ilim öğrenmeyi arzulaman, nafile ibadet yapmandan daha faziletlidir. Biiznillah… bunu duymaya bazı zamanlar öyle çok ihtiyacı oluyor ki insanın. İlmiyle amel edebilenlerden olmadıkça ilim tahsil ettirmesin Mevla. Amin…

Bu sebeple de ‘’ ilim öğrenmenin nafile ibadetten faziletli olması niyetin halis olmasına bağlıdır’’ diye devam ediyor…



Bir kul Allah’a karşı 3 hâletten biri üzere olurmuş:

    1-    Farzları yerine getirip,Allah’a(c.c) isyan etmemekle günahlardan salim olur. Bu selamette olanların halidir.

   2-    Sünnetleri hayatında yaşayıp nafile ibadetlerle Allah’a(c.c) yaklaşmaya çalışır. Bu da kazançlı olanların halidir.

  3-    Farzları yerine getirme hususunda tembellik yapar. Bu hal ise hüsrana uğrayanların halidir.

Ve yine bir kul insanlara karşı 3 mertebeden biri üzere olurmuş:

  1-    İnsanlara yardım ederek onların ihtiyaçlarını gidermeye ve kalplerini sevindirmeye çalışır. Bu, iyilik yapan itaatkâr ve sadık meleklerin mertebesidir.

  2-    İnsanlara ne hayrı ne de şerri dokunur. Bu da hayvanların ve cansız varlıkların mertebesidir.

  3-    Kendisinden insanlara yönelik bir hayır beklenmez, bilakis şerrinden korkulur. Bu mertebe de yılanlar, akrepler ve vahşi hayvanların mertebesidir.


Bir benzetme yapıyor İmam Gazali(k.s) kaylûle uykusu ile ilgili, oldukça çarpıcı :

‘’Teheccüd namazına kalkmaksızın kaylûle yapmak, gündüz oruç tutmaksızın sahur yemeği yemeye benzer.’’


Uyku adabında yeni öğrendiğim bir hadis hemde Buhari kaynaklı, derhal vasiyetimi yazmama neden oluyor. :)

‘’Hakkında vasiyette bulunmak istediği bir şeyi olan bir müslümanın vasiyeti yanında yazılı bulunmaksızın iki gece geçirmesi hak değildir.’’ !

İmam Gazali hazretleri Fatiha suresinin sonunda ki ‘’veleddâllin’’ kelimesinin ‘’velezzâllin’’ şeklinde okunmaması gerektiğine dikkat çekiyor. Ve sonunda ‘’âmin’’ derken ‘’veleddâllin’’ ile birleştirmememiz hususunda uyarıyor.

Ve sabah namazlarında Fatiha’dan sonra Hucurat suresinden ,Burûc suresinin sonuna kadar olan surelerden, öğle ikindi ve yatsı namazlarında Târık suresinden Beyyine suresinin sonuna kadar olan surelerden, akşam namazında da Zilzâl suresinden Nâs suresinin sonuna kadar olan surelerden  okumanın sünnet olduğunu belirtiyor.


Genellikle ramazan aylarında mevzu bahis olan imamların teravih namazını hızlı veya yavaş kıldırması bir tartışmadır ki gider. İmam Gazali(k.s) de tarafını hadis ile aşikar ediyor : namazı, cemaate bıkkınlık vermeyecek şekilde(kısa sureler okuyarak) kıldırmalı diyerek ekliyor Enes(r.a) Râsulullah’ın arkasında kıldığı namazı şöyle anlatır : Hiç kimsenin peşinde Resûlullah’ın peşinde kıldığım namazdan daha tam ve hafif bir namaz kılmadım.(Buhari)


Kendine, içine bakmayan insanların yaptığı kadar kimsenin gıybet yapmadığını sizde gördünüz mü? Ben gördüm.İmam Gazali hazretleri de kişi kendine, açıktan veya gizliden olan günahlarına bir baksa, hele bir baksa başkasının gıybetini yapmaya vakit bulamaz diyor. Heyhat!


Hani oluyor karşılaşıyoruz boş insanlarla. Ya Rabbi ne günah işledim de bu insanı başıma gönderdin dediğimiz halleri hepimiz yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. İşte o zaman şu ayet-i kerimeye yaraşın diye öğütlendim kitap tarafından :

Faydasız ve boş bir şeyle karşılaştıkları zaman, vakar ve hoşgörü ile geçip gidenlerden ol.(Furkan 25/72)


Son olarak yine bir ayet ile öğütlendiğim husus ; anne babamıza dua ederken şu ayetteki gibi dua etmemiz ne de tatlı :

Rabbim ! küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara(öyle)rahmet et (İsra17/24)


Bir sonraki İmam Gazali kitabımız olacak olan İhya ‘da buluşmak üzere…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder