18 Kasım 2012 Pazar

Dava- Franz Kafka




Franz Kafka…

Herkesin okumasa dahi en azından duyduğu bir isim kendisi…Yahudi bir ailenin Pragda doğan evladı…Almanca konuştuğu için Çek’lerden tepki gören,ailesinde babası tarafından sürekli tenkit edilen,beğenilmeyen bir evlat O. Bu şekilde,baskılama ile yetişen çocuklarda görülen psikolojik sendromların hemen hemen hepsi,Kafka ve eserlerinde görülmekte muhterem kârilerim…Bu yüzden Kafka’nın eserlerinde hep bir ağır psikoloji var mağlumunuz.Ve mesajlar,hep o psikoloji arkasında saklı.Genel olarak da maalesef kitapları negatif enerji yüklü...
  
Kafka’nın en ünlü eserlerinden olan Değişim’de; vermek istediği mesajı yakalayıp,sevebilirken bu sefer Dava kitabında; ne psikolojiyi ne de teolojiyi yakalayabildim.

Romanımızın adı,anladığınız üzere Dava…

Athema yayınlarından okudum kitabı.Ancak hiç memnun kalmadım. O kadar yazım yanlışı vardı ki bir çok defa okuyucunun konsantrasyonunu bozacak denliydi. Eğer bir gün okursanız kesinlikle başka bir yayınevinden okumanızı naçizane önerebilirim.

Kitabı bitirdikten sonra bir süre bekledim anlamam gereken düşer mi nasibime diye,ancak sanıyorum nasipsizim Dava kitabı üzerine …altı çizili bir satırım dahi yok.

Bir roman Dava.
Alışık olmadığımız bir mahkemede görülen,suçun dahi ne olduğu öğrenilemeden;suçluluğun kabul edilmesi gerektiği bir dava,hakim karşısına çıkamadığınız,aracılarla sürüncemede tutmaya çalıştığınız…

Teolojik yada psikolojik kısmını yakalayamazsanız;hiç bir şey anlayamadığınız bir kitap haline geliyor bu sebeple…

Teolojik açıdan bakışı yakalamıştım ki kısa sürede vazgeçtim. Çünkü yakaladığınız noktadan devam ederseniz Allah(c.c)’ın gücüne gidebilecek bir sona varıyorsunuz.
Volkan Keser şöyle açıklıyor:
Kafka,kendi yetersizliği ve suçu ile beşeriyetin içinde bulunduğu şartlar arasında bir benzerlik gördü. Hikaye de gerçekte,insanların ebediyen gizli kalan Allah’ın elinde huzura kavuşmak için giriştikleri teşebbüsten başka bir şey değildir.(ki burada ayrılıyorum,çünkü biz Allah için giriştiğimiz teşebbüslerin ebediyen gizli kaldığına iman etmeyiz. Ve biz Rabbimizin huzuruna dilediğimizde çıkarız. Masumiyetimizi ispatlamaya çalışmayız zira onun adaletine,adaletinden de öte merhametine güveniriz.) Ve Aziz Paul’un dediği gibi,hiçbir insanın haklı olduğu söylenemez,çünkü hiçbir insan Allah’ın mertebesine erişememiştir. Kanun ,insanların erişemeyecekleri kadar uzak bir mahkemenin iradesini belirtir. Bu mahkemenin en yüksek hakimleri hiçbir zaman görülmezler.(islamda tasavvufun varlığı bu hakimleri görmek,ulaşmak onlarla birliktede Allah’ın huzuruna varmak içindir.Tasavvufun varlığıda bu görüşü çürütmeye yeter zan ediyorum.)…

Volkan Keser’in önsözü devam ediyor ancak devamında;sapkınlık derecesi oldukça artıyor teolojik yorumun.
Yine Volkan Keser’in önsözünde diğer bir açı psikolojik yorum var ki; inanın anlatılan o hikayeden ,o psikolojik edinimleri anlamam çok zordu. Ki anlamadım da…


O sebeple lafugüzaf ile sözü dolandırmak istemem. Bu fakir Dava kitabının hiçbir bakış açısını ne sevebildi ne de bakabildi muhterem kâriler… bu sebeple de size;’’naçizane tavsiye edebileceğim bir kitaptır ‘’diyemeyeceğim.

Başka bir dünya klasiğine diyelim…

Selam ve muhabbetlerimle...