Üç kitaptan oluşan bir aşk serüveninin üçüncü kitabı olan Yandık Elhamdülilah’ı acizane tanıtacağım size muhterem kâriler. Fakat kitaptan evvel yazarı Fatih Duman beyefendiden biraz bahsetmek istiyorum sizlere.
Bundan 2 sene evvel ramazanın bir sahur vaktinde kitapyurdunda gezinirken,birden Doğuda Aşk Böyle Yazılır kitabını gördüm. Kitabın ismi ve
kapağına o denli vuruldum ki o zamanlarda olan aşk kitapları furyasına rağmen
bu kitabı ismindeki incelik uğruna alabilirim dedim ve aldım.
Yazarı
tanımadığımdan mütevellit özgeçmişini kitabı bitirmeden okumadım; ön yargı
edinmemek adına. Lakin öyle bir tevafuklar oluştu ki kitabın ortalarında özgeçmişi okumuş bulundum. Ve sonrası hayretler makamı
zatıma… nasıl olmasın ki? Fatih Duman beyefendi 87 doğumlu yani kendi
jenerasyonumdan bir yazar çıktı muhterem kâriler…ne önemi var? derseniz ; yazmaktan
ümidini kesmişlere, bir ışık arayanlara ışık oldu diyebilirim tekrardan.
Fatih bey oldukça ince ve nazik bir beyefendi. Bu tanışıklık
için kendisine müteşekkirim öncelikle. Kitabın arta kalan yarısını bu bilinçte
okuduktan sonra dimağımda kalan tadı hatırlıyorum. Hafif tutuk kalmıştı zihnimde kalemi.
Aslında çok diyeceği var ancak bir kalıba girmesi için temkinli gibiydi. Yinede
hoşnut kalmıştım kitaptan. Ardından ikinci kitap olan İlm-i Aşk geldi. O arada
yazarımız evlendi aşk ile ‘Evet’ dedi.(Allah bir ömür boyu mutluluklar nasip
etsin inşallah)
İlm-i Aşk'da beklentim artmıştı, artık tutuk kalan kalem aksın
dilemiştim. Hakikaten de İlm-i Aşk oldukça güzel bir roman olmuştu. Yazar adına
öyle seviniyordum ki bu gelişmeye şahit oldukça ; evet diyordum böyle gençlerde
yazsın,okunsun, hele ki Aşk’dan bahsedebilecek gençler…
Seri halindeki romanları yazmak, hep daha mı bir zordur diye
düşünmüşümdür. Üçüncü kitabı beklerkende biraz endişeli bir ahvale bürünmüştüm.
Çıta biraz daha yükselmişti çünkü İlm-i Aşk’dan sonra. Ve Yandık Elhamdülillah çıktı.
Kitabın ismini görünce bizide aynı yangına sürükleyebilecek mi Fatih bey acaba
diye iç geçirdim. Umut ile çevirmeye başladım sahifeleri…
Yandık Elhamdülillah'da yazar pervane ile ateşin aşkından,
Bizim Yunus’un aşkına,ve asıl hikaye kahramanının aşkına kadar paralel birkaç
aşk seyri sağlıyor size. Fakirin en çok hoşuna giden pervanenin ateşi ile
halleşmesiydi. Gözümde canlandıda izledim sanki pervaneyi…
Yandık Elhamdülillah’dan çok şey öğrendim diyemem. Ancak
duygulanmadım da diyemem. Aşk bahsinden olacak, kitabı elimde barındırdığım hergün ağladım.
Sırf bu yüzden bile okumaya değdi diyebilirim. Romanı çok duygusal bulduğumdan
değil ağlamam, aslına bakarsanız romandan da değil; romanın muhteviyatı olan o
3 harf…ayn-şın-kaf...o 3 harfi arayanlar, bulanlar, bulamasada arayanlar…
Evet aşk bahsindeki bir çok kitabı(tasavvuf klasiklerini)
okumuş kâriler için Yandık Elhamdülillah farklılık taşımaz, başka başka pencereler
gösteremez.Ancak aşkın peşine düşmüş bir yazarın bir Mevlana hazretlerine , bir
Şeyh Galip’e, bir Sadi’ye, bir ateşe bir pervaneye nasıl dokunmak ve bir parça aşk ile nasiplenmeyi dilediğini gösterebilir. Binaenaleyh bu jenerasyondan birinin aşk bahsinden
bahsetmesinin dahi kıymetli olduğunu düşünüyorum. Elbette zamanla kalemi daha da
derinleşecektir.
Aşk’ı bilmeyenlere,ne demek olduğunu merak edenlere,nasıl olunduğunu bilmek isteyenlere çok soft bir girizgah kitabıdır Doğuda Aşk
Böyle Yazılır serisi.
Yalnız İskender Hoca’dan OD’u okuduktan sonra Yandık
Elhamdülillah’da Yunus Emre hazretlerinin kısımları keşke olmasaydı diye düşündüm.(keza
Fatih beyefendinin İskender hoca hayranlığını biliyorum)Belki OD’dan evvel
niyet etmişti yazar ancak fakir harici bir kaç okur daha aynı hissiyata kapılmış. Fakirane okuyucular olarak İlm-i Aşk özgünlüğünü aramadık değil Yandık Elhamdülillah'da. Belki de her aşkın yanıgını benzerlik taşıyor bir noktada. Bundan mütevellit de bu durum oluşmuş olabilir.
Ayrıca
kitap tahsis konusunda pırıl pırıl bir kitaptı. Nesil yayınlarına bu anlamda
teşekkür etmeliyim.
Ve kıymetli satırlardan birkaçını aktarmalıyım:
Hem bazıları aşkı
arar, onu bulamasa da aramaktır yaptığı tek şey. Ve hatta aşk dahi onu arayanın
peşindedir hep. Yani ki ‘’Âşık aşkı bulamasa da aşk bir gün gelir onu bulur.
Sen Züleyha gibi Yusuf’u arama yalnızca. Aşk’ı ara sen. Aşk sana muhakkak ki
bir gün bir Yusuf, bir Züleyha, bir Kerem, bir Aslı gönderir’’dememiş miydi bir
eren? Ama ondan habersiz olanlar vardır. Aşk onları bulmuş lakin onlar
bihaberdirler. Demem o ki aşkı bulsa dahi arayanlar vardır. Bulsa da aramaktan
yılmayanlar. İşte ben en ziyade onlara hayranım.diyor yazar. İlla aşk
olsun. Hem neye olduğunun da önemi yok. İster bir gülüşü güzele, ister bir
eşyaya, istersen delikanlıya…Amma illa ki aşk olsun…zira aşkın sonu zorunlu
hakikattir.
…
Güzelsin diyorlar
bana, güzelsin deyip de aşk dileniyorlar. Oysa bilmiyorlar ki onlar, gönlümün
anahtarı bende değil. Bilmiyorlar ki onlar aşk denen şey illa ki güzelde değil.
Vuslat için geleni
değil, hasret için geleni isterim ben, onu eşiğimden içeri alır sa gönlümü
ayakları dibine sererim. Lakin bugüne değin her gelen benden yalnızca vuslat
istedi. Kimseye yüzümü göstermedim. Sınadım, denedim ki bakalım aşkın cefasını
nimet, aşkın belasını rahmet bilecekler mi? Her biri kaybetti bu aşk
imtihanını. Aşk derdini eziyet, yalnızca vuslat anı için aşk etmeyi meziyet
bildiler. Ben de sır ettim kendimi, ne kimsenin aşkına suret oldum ne de aşkın
edebini kaybettim.
…
Güzellik hamurumu
değil güzellik nurumu görecek bir aşık bekledim.
Şeyh Galip’in dizelerinin canıma kastı nedir?
Ey dil sen o dildara
layık mı değilsin ya
Da’va-yı muhabbete
sadık mı değilsin ya
Özrü nedir Azra’nın
Vamık mı değilsin ya
Bu gam ne gezer sende
âşık mı değilsin ya
…
Ne tuhaf bir his var
şu küçücük bedenimde. Elif misal endamın bükülmeye mi başladı? Neyin hararetidir
bu incecik belimi büken? Başımda yanan ateşin harı değil, bu ateş başka bir
yerden geliyor. İçimdeki can fitilim titriyor sanki. Aşk yakınlarda, çok
yakınlarda da göremiyor gibiyim. Menzili biliyor lâkin gidemiyor gibiyim. Aşkın
sesini duyuyor ama cevap veremiyor gibiyim. Ne tuhaf hal! Ne’m var benim böyle,
bilemiyorum. Ama ateşim titriyor, amber kokulu bedenim is kokuyor da kokunun
nereden geldiğini bilemiyorum.
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder