Franz Kafka…
Herkesin okumasa
dahi en azından duyduğu bir isim kendisi…Yahudi bir ailenin Pragda doğan evladı…Almanca
konuştuğu için Çek’lerden tepki gören,ailesinde babası tarafından sürekli tenkit
edilen,beğenilmeyen bir evlat O. Bu şekilde,baskılama ile yetişen çocuklarda
görülen psikolojik sendromların hemen hemen hepsi,Kafka ve eserlerinde
görülmekte muhterem kârilerim…Bu yüzden Kafka’nın eserlerinde hep bir ağır
psikoloji var mağlumunuz.Ve mesajlar,hep o psikoloji arkasında saklı.Genel olarak da maalesef kitapları negatif enerji yüklü...
Kafka’nın en
ünlü eserlerinden olan Değişim’de; vermek istediği mesajı
yakalayıp,sevebilirken bu sefer Dava kitabında; ne psikolojiyi ne de teolojiyi
yakalayabildim.
Romanımızın adı,anladığınız
üzere Dava…
Athema yayınlarından
okudum kitabı.Ancak hiç memnun kalmadım. O kadar yazım yanlışı vardı ki bir çok
defa okuyucunun konsantrasyonunu bozacak denliydi. Eğer bir gün okursanız
kesinlikle başka bir yayınevinden okumanızı naçizane önerebilirim.
Kitabı bitirdikten
sonra bir süre bekledim anlamam gereken düşer mi nasibime diye,ancak sanıyorum
nasipsizim Dava kitabı üzerine …altı çizili bir satırım dahi yok.
Bir roman
Dava.
Alışık olmadığımız bir mahkemede görülen,suçun dahi ne olduğu
öğrenilemeden;suçluluğun kabul edilmesi gerektiği bir dava,hakim karşısına
çıkamadığınız,aracılarla sürüncemede tutmaya çalıştığınız…
Teolojik yada
psikolojik kısmını yakalayamazsanız;hiç bir şey anlayamadığınız bir kitap
haline geliyor bu sebeple…
Teolojik açıdan
bakışı yakalamıştım ki kısa sürede vazgeçtim. Çünkü yakaladığınız noktadan
devam ederseniz Allah(c.c)’ın gücüne gidebilecek bir sona varıyorsunuz.
Volkan Keser
şöyle açıklıyor:
Kafka,kendi
yetersizliği ve suçu ile beşeriyetin içinde bulunduğu şartlar arasında bir
benzerlik gördü. Hikaye de gerçekte,insanların ebediyen gizli kalan Allah’ın
elinde huzura kavuşmak için giriştikleri teşebbüsten başka bir şey değildir.(ki
burada ayrılıyorum,çünkü biz Allah için
giriştiğimiz teşebbüslerin ebediyen
gizli kaldığına iman etmeyiz. Ve biz Rabbimizin huzuruna dilediğimizde çıkarız.
Masumiyetimizi ispatlamaya çalışmayız zira onun adaletine,adaletinden de öte
merhametine güveniriz.) Ve Aziz Paul’un dediği gibi,hiçbir insanın haklı olduğu
söylenemez,çünkü hiçbir insan Allah’ın mertebesine erişememiştir. Kanun ,insanların
erişemeyecekleri kadar uzak bir mahkemenin iradesini belirtir. Bu mahkemenin en
yüksek hakimleri hiçbir zaman görülmezler.(islamda tasavvufun varlığı bu
hakimleri görmek,ulaşmak onlarla birliktede Allah’ın huzuruna varmak içindir.Tasavvufun
varlığıda bu görüşü çürütmeye yeter zan ediyorum.)…
Volkan Keser’in
önsözü devam ediyor ancak devamında;sapkınlık derecesi oldukça artıyor
teolojik yorumun.
Yine Volkan
Keser’in önsözünde diğer bir açı psikolojik yorum var ki; inanın anlatılan o
hikayeden ,o psikolojik edinimleri anlamam çok zordu. Ki anlamadım da…
O sebeple lafugüzaf
ile sözü dolandırmak istemem. Bu fakir Dava kitabının hiçbir bakış açısını ne
sevebildi ne de bakabildi muhterem kâriler… bu sebeple de size;’’naçizane
tavsiye edebileceğim bir kitaptır ‘’diyemeyeceğim.
Başka bir
dünya klasiğine diyelim…
Selam ve
muhabbetlerimle...